13 Ekim 2017 Cuma

kısacık bir basel

bu ara pek bir yazasım var. işim de hafif. madem öyle hep yapmak istediğim bir şeyi yapıp, seyahatlerimle ilgili kısa notlar ekleyeyim dedim.

2017 içerisinde gördüğüm şehirlerden birisi Basel.
Basel nereden aklına geldi derseniz, katıldığım bir etkinlikte, vitra design müzesinin fotoğrafını görüp, kürşadla tanışma yıldönümüzde hadi basele gidelim bence sen orayı çok seversin dedim. biletler çok ucuzdu. hemen aldık, lakin bir baktım vitra isviçre'de değil almanyadaymış. neyse ki almanyanın isviçreye yarım saat mesafede bir şehrindeymiş ve uber yapıp gitmiştk.

basel minicik evleri, manolyalarla dolu sokakları ile bana sevimli geldi, ama bir daha gideceğimi sanmam çünkü cidden yemesi içmesi çok pahalı bir şehir.

biz oradayken (mart sonu)bir çeşit müzik festivali vardı, baselde herhangi bir müzik aleti çalmayan 2 kişi kürşad ve bendik, tüm gün ve gece sokaklar inanılmaz hareketliydi ve bu baya hoşumuza gitmişti.-/(festivalin ne festivali olduğuna bakmaya üşendi)

önerilerime gelirsek (yemeli içmeli);

smuk- buraya pazar günü brunch'a gittik. smuk sanırım türk mahallesinde. yanında konyalı etli ekmekçi bir dükkan vardı, yediğimiz her şey çok lezzetli, çalışanlar güler yüzlü idi.

1777 Basel- burası da tatlı bir cafemsi mekan, hamburgeri ve ev yapımı şeftali suyu başarılıydı, tatlı bir avlunun içinde.

Acero- her gittiğim yerin en iyi dondurmacısını bulurum, dondurması cidden inanılmazdı, waffleları da çok güzel görünüyordu ama yemedim.

Marktplatz- katedarlin önündeki tatlı pazar, kahve, minik sandviçler için uğranabilir. ben kale , mantar falan almıştım.

Manor Basel- Basel'de gurme market, mutfak eşyaları ve türlü çılgınlar için doğru adres. (yenilebilir çiçek yetiştirme seti vardı 1000 işviçre frangı, giderseniz alırsınız bana, unutmuşum.)

valkshaus ve consum, basel, campari- takılmalık bar önerisi olsun.

kaleymiş, katedralmiş, sanat galerisiymiş, onları yazmaya gerek yok, zaten giden bulur:)

benim yazacağım gezme görme bu kadar olur.

tatlı bir hayal olarak hatırlayacağım baseli. belki bir gün gider nehrinde de yüzerim.




12 Ekim 2017 Perşembe

this being human is a gift house

ne zaman derdim başımdan aşarsa bu belgeseli izlerim artık.
şarkı da hediyem olsun.

https://www.youtube.com/watch?v=c2hlsA8JTtM

kafam çok karıştı abidin. alıp başımı gidesim var.

rüyalarda buluşalım

bu sabah çok garip bir şey oldu. unutmamak için buraya yazayım. uyanmıştım, gördüğüm rüyayı düşünüyordum, çok farklı yerlerdeydim, rüyanın sonuna doğru bir fotoğraf makinası içinde kürşadla fotoğraflarımızı görüyorum, ama kimin çektiğini anlamaya çalışıyorum, henüz yataktan da çıkmamıştım, böyle rüyamı kafamda canlandırırken kürşad'ın  uykusunda güldüğünü farkettim, neye güldün bu kadar diyerek uyandırdım onu, rüyanın sonunda güldüğü şeyi anımasamak için rüyanın başına gitti, başladı anlatmaya; deniz üzerinde yaşanan bir ülke, gemiler, güneşn doğuşu, ışıklarının yanımızdan geçişi, peru, yerli kadınlar, derken benimle birlikte bir fotoğraf aradığından bahsetti, bir kadına ikimizin içinde olduğu bir fotoğrafı anlatıp, nasıl bulacağını soruyormuş, kadın bir türlü anlayamamış fotoğrafı. sanki ikimiz rüyalarımızda aynı şeyin peşine düşmüşüz gibi geldi, benim aradığım şey belliydi, ama kürşadın zihninde tam olarak canlanamamıştı, ne aradığını tam olarak ifade edemese de aslında konu olarak tamamen benim gördüğüm fotoğrafların içeriğinden bahsediyordu.
çok garip geldi. çok değişik geldi. belki insan rüyalarda geziniyor ama bir başkasıyla rüyasında buluşabilmek diye bir şey var mıdır acaba dedirtti.